Header Reklam
Header Reklam

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen: 'Türkiye, dünyada güneş enerjisi teknolojisine sahip olan ve bu teknolojiyi geliştiren firmalar için üs olacak'

10 Haziran 2014 Dergi: Mayıs-Haziran 2014

Uluslararası Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı Solarex İstanbul, 10-12 Nisan tarihlerinde 7. kez düzenlendi. Sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren fuarın açılış konuşmasını yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, gelişmekte olan ülkeler arasında  olan Türkiye’nin hem elektrik hem de enerji kaynakları bakımından gelişme gösterdiğine dikkat çekerek,  “Bu demektir ki biz hedeflerimize yaklaşıyoruz” dedi. Türkiye’nin enerji talebini yönetmek sorumluluğunda pek çok faktörü ele almak gerektiğini belirten Çimen, “Bu bağlamda biz enerjiyi olabildiği kadar uygun maliyetlerde insanlara sunarken, global trendleri de dikkate almak durumundayız” açıklamasında bulundu.Çimen, son yıllarda Türkiye’nin dünyanın her yerinde takdir edilen politikalar geliştirdiğini ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye, 2013 yılında 6986 MW kurulu gücü devreye alırken, bunun yarıya yakını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı. 2014’ün ilk 3 ayında % 95’i yenilenebilir enerji kaynaklarından olmak üzere kurulu güce 650 MW ilave yaptı. rüzgar son yıllarda büyük bir atılım gösterdi ancak bizim arzumuz güneş enerjisi bağlamında da Türkiye’nin gelişmesi ve biz buna yönelik çalışmalar yapıyoruz. Yaptığımız uygulamalarla hem lisanslı hem de lisanssız güneş panellerinin Türkiye’nin her yerinde yaygınlaştığını görmek istiyoruz. Uygulamalar yaygınlaştıkça Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelinde yatırımcıları daha büyük adımlar atmaya teşvik edecektir. Türkiye önümüzdeki yıllarda bölgesinde ve dünyada güneş enerjisi teknolojisine sahip olan ve bu teknolojiyi geliştiren firmalar için üs olacaktır.”

Uluslararası Güneş Enerji Topluluğu’nun (GÜNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Gani Bayraktar da açılış konuşmasında söz alarak güneş enerjisi teknolojilerinin  sulamadan, ısıtma ve soğutma desteğine, seracılıktan endürstiyel uygulamalara, elektrik üretiminden doğal aydınlatmaya çeşitlenerek hızla geliştiğini söyledi. Bayraktar, bu teknolojilerin kentsel dönüşüm dahil olmak üzere yaygınlaşmasının, sadece enerjideki % 72 dışa bağımlılığın ve küresel ısınmaya sebep 440 milyon ton karbon salımlarının azaltılmasına, üretimden, tasarım ve taahhüde kadar tüm süreçlerde ihtiyaç duyulacak çok yönlü bir sistem olarak katkı sağlayacağını ifade etti.

CSUN Eurasia Enerji Yatırım A.Ş CEO'su Egemen Seymen, CSUN hakkında bilgi vererek Türkiye’de yerel hücr ve panel üretimiyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi. CSUN olarak öne çıkan unsurlarının teknolojileri olduğunu dile getiren Seymen, “Belki dünyanın en büyük üreticisi değiliz ama teknolojiye ve ar-geye yatırımda en çok öne çıkan firmalardan bir tanesiyiz. Sektörde kullanılan teknolojinin bir çoğunun patenti de CSUN firmasına aittir” dedi. CSUN’un Türkiye’ye gelmeden önce Güney Amerika, Brezilya, Polonya gibi ülkelerde de fizibilite çalışmaları yaptığını ancak Türkiye’de karar kıldığını belirten Seymen, yerelleşmenin ana stratejilerinden biri olduğunu söyleyerek, Türkiye’ye gelme sebeplerini şöyle açıkladı: “Son yıllarda büyüme hızı biraz daha azalsa da düzenli olarak büyüme eğilimde olan bir ülke. Sürdürülebilir bir ekonomimiz, sürdürülebilir bir enerji tüketimimiz ve bunun yanında enerji üretimi de olan bir ülke. Türkiye, güneş enerjisi pazarında uzun vadede  Amerika ve Hindistan gibi 10-15 yıllık sürdürülebilir bir büyüme olacağını öngörebildiğimiz bir pazar. Biz de uzun vadeli düşündüğümüzden dolayı Türkiye’yi tercih ettik.Türkiye birçok pazarın merkezinde yer alıyor ve 4-5 saatlik uçuş mesafesiyle büyük bir coğrafyaya erişebiliyorsunuz. Ülkemizi çok doğru bir hub olarak konumlandırabiliriz. Çok fazla reklam yapmasak da 2011 yılından beri Türkiye pazarında yer alıyoruz ve ilk gelen kapar mantığıyla bilinen bir marka haline geldik.” 

“Yerel pazar fiyat endeksli”

Üretimde karşılaştıkları sorunlara ilişkin de bilgi veren Seymen konuşmasına şöyle devam etti: “Kaliteli mühendislik kadrosunu bulma konusunda sıkıntımız oldu ve bu sebeple mühendisleri kendimiz eğitmek zorunda kaldık. Çin’den gelen 30 kişilik mühendislik kadromuz, Türk arkadaşlarımızla koordineli çalışıyorlar. Gelecekte bu oranları değiştirip Çinli arkadaşlarımızın yerine Türk arkadaşlarımızı eğitilmiş bir şekilde yerleştireceğiz. Bunun yanında yoğunluklu olarak Avrupa’ya satış yaptığımız için nakliye maliyetleri çok yüksek ve bunun yanında çeşitli kotalar var. Çin’e oranla işçilik, elektrik, su gibi genel giderlerimiz yüksek ancak çalışma saatleri daha düşük. Çin’de 2 vardiyada yapacağınız üretimi Türkiye’de 3 vardiyada yapıyorsunuz ve bu da % 25-30 oranında personel giderlerini artırıyor. Diğer bir sorun da Türkiye’de yerli hammadde üreticilerinin azlığı. Türkiye’de üretim pazarı oluşmadığı için panel üretiminde kullandığımız hammaddeler çok bulunmuyor. Bununla beraber yerel pazar maalesef kaliteli endeksli değil fiyat endeksli. Herkesin ilk sorduğu soru fiyat olkduğu için mühendislik firmalarının da en büyük sıkıntısı bu oluyor. Kimse ilk etapta malzemelerin kalitesini, uygunluğunu ve projelendirmesini göz önünde bulundurmuyor.

“Türkiye’de fotovoltaik sektöründe parite dediğimiz şebeke fiyatlarını Türkiye’nin güneşlenmesiyle yakaladık gibi ancak öztüketimde mantıklı hale gelmesi için 1-2 sene geçmesi gerekiyor” diyen Seymen, bu gelişmelerle Türkiye’nin elektriğinin daha cazip hale geleceğini belirtti.  Türkiye’de pazarın gelişeceğini ancak finans noktasında ciddi bir sıkıntı yaşanacağınjı öngördüklerini kaydeden Seymen, “Arazi ücretleri ve izin süreçlerinde maliyet gerekmiyor ancak uygulamaya dönüştürmeniz için elinizde milyon Euro’lardan oluşan sermayeniz olması gerekiyor. kullanacağınız ekipmanlar bankaların onay vereceği ekipman listesinde bulunmuyorsa kredi sağlayamayabiliyorsunuz. Bu bağlamda CSUN Avrupa’nın birçok bankasında beyaz listede ve birinci seviye konumunda yer alıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Yingli Solar Ülke Müdürü Uğur Kılıç da oturumda söz alarak, Yingli Solar’ın ar-ge laboratuvarlarında hücre ve panel verimliliğini yükseltmek amacıyla testlerin devam ettiğini belirterek, “Verimlilik artışı panel satın alanların panellerinin ‘toplam sahip olma’ maliyetlerini de düşürmeyi sağlıyor. Yingli’nin 2020 yılında panellerde elde etmeyi hedeflediğimiz verimlilik rakamları polikristalinde % 20 üzeri, monokristalinde % 25 seviyelerine ulaşmış durumda. Dolayısıyla aynı metrekareye sahip bir panelden bundan 5 yıl sonra 15-20 Watt daha bir çıkış gücü alabilmek imkanına sahip olacağız” dedi. Konuşmasında Türkiye’deki solar pazarına da değinen Kılıç, güneşteki gelişmeler yavaş olsa da uzun vadede bakıldığında Türkiye’nin 2030 yılında enerji kaynaklarının minimum % 50’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacağı yönünde olduğunu ifade etti. 2030 yılında yine hidro ve rüzgar baş rolü oynasa da güneş için % 10’luk bir hedef olduğunun altını çizen Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti: “Güneş için 2030 yılında % 10’luk bir hedef var ve bu da 15 GW’a tekabül ediyor. Mevcut uygulamaların ya da prosedürlerin hayata geçirilmesi konusundaki sıkıntılar ne kadar giderilir bilemiyorum ama Türkiye’de 2030’a kadar yakalanması gereken hedefin 2-3 katı kadar bir potansiyel var. Bu yıla ait 600 MW’lık bir lisans sınırlamamız var ama yine de bu Türkiye için güzel bir başlangıç. Yatırımcı firmaları sıkıntıya sokan bir takım uygulamalar olmasına karşın hala umudurmuz var. Lisanssız projelere baktığınız zaman da burada en önemli unsur yatırım yapacak firmaların finansal riske girmiyor olmaları. Dolayısıyla başvuru yapıp, proje geliştirip çok büyük masraflarla karşılaşmadan onay alabiliyorsunuz. Lisanssız pazarda bu yıl için hayata geçmiş proje anlamında 50-60 MW arası öngörüyoruz. Bu geçen yıla kıyasladığımızda iyi ve pozitif bir sıçrama olarak değerlendirilebilir.”

 

“İhalelerimiz devam edecek”

 

Güneş santrallerinin kapasitelerinin değerlendirilmesi ve yarışma süreciyle alakalı bilgi veren TEİAŞ APK Dairesi’nden Gülden Samancıoğlu, süreci şöyle anlattı: “Başvuru süreciyle alakalı olarak güneş santrali kapasiteleri TEİAŞ tarafından açıklanıyor. EPDK tarafından da önlisans başvuruları alınıyor. Bu başvurular TEİAŞ ve Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne sunuluyor. Her iki kurumda da teknik değerlendirmeler yapıldıktan sonra çakışan ve kesişen alanlar belirlenip EPDK vasıtasıyla TEİAŞ’a gönderiliyor. Daha sonra bu başvurular TEİAŞ tarafından değerlendirmeye alınıyor. Tekli başvuru ya da çoklu başvuru olmak üzere iki türlü başvuru şekli var. Tekli başvuru herhangi bir kesişen durum olmadığından yarışmaya tabi olmuyor ve direkt kapasite tahsisi gerçekleştiriliyor. Çoklu başvurularda ise hem güneş enerji santralleri hem de rüzgar enerji santralleri yarışmalarla tahsis ediliyor.yarışma neticelendirildikten ve kapasite tahsisleri yapıldıktan sonra EPDK tarafından önlisans veriliyor ve TEİAŞ’la bağlantı anlaşması imzalanıyor. Tesis tamamlandıktan ve Enerji Bakanlığı tarafından da kabulü yapıldıktan sonra TEİAŞ’la sistem kullanım anlaşması imzalanıyor.”

31 Aralık’a kadar sisteme bağlanacak kapasite olan 600 MW ilgili bilgi veren Samancıoğlu, belirlenen bölgelerin, alanları, yıllık ortalama radyasyon değerleri, il geneli güneşlenme süresi yani güneş kapasitelerinin dikkate alınarak dağılım gerçekleştirildiğini belirtti. Toplamda 7873 MW’lık bir başvuru geldiğinin altını çizen Samancıoğlu bunun 496 projeye tekabül ettiğini dile getirdi. Samancıoğlşu,  19. bölge olan Şırnak’ta tek bir başvuru olduğunu ve bu başvurunun direkt kapasiteyi ve TEİAŞ’ın görüşünü alan ilk proje olduğunu ifadeetti.  Başvuru için gerekli proje evraklarında dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Samancıoğlu,  birkaç adet projenin evraklardaki yanlışlıktan dolayı elenmek zorunda kaldığını vurguladı.

Projelerin bağlantı görüşlerinin Yenilenebilir Enerji Genel Müdürülüğü’nden geldiği sürece TEİAŞ’ın ihaleye her an hazır olması için teknik değerlendirmeleri tamamladığını söyleyen Samancıoğlu, “Bağlantı görüşleri geldiği takdirde ihalelerimiz devam edecek” açıklamasında bulundu.

Yarışmaların güneş için ilk kez yapıldığını söyleyen Samancıoğlu, yarışma sonuçlarının belirlenme şeklini ise şöyle açıkladı: “Güneş projeleri yarışma yönetmeliğine göre yapılacak. MW başına en yüksek katkı payı veren şirket yarışmayı kazanacak. Eğer çakışan proje varsa, en yüksek teklifi veren o bölgeyi alacak. Kesişen proje varsa, daha yüksek katkı payı veren şirket kesişen alanı kullanma hakkını elde ederken, diğer şirketler de eğer artık kapasite kalırsa kesişmeyen alana karşılık gelen kurulu güçleri, 2. en yüksek, 3. en yüksek katkı payı veren şeklinde alacak. En son açıklanan kapasite sıfırlanana kadar yarışma bu şekilde devam edecek yarışma tamamlandıktan sonra 30 gün içerisinde yarışma sonuçları EPDK’ya bildirilecek.sonuç şirketlere tebliğ edildikten 15 gün içerisinde de kazanan şirketler TEİAŞ’a gelerek katkı payı anlaşması yapacaklar. Önlisans verilme tarihinden itibaren ilk 3 ay içerisinde de katkı payı anlaşması imzalanıyor. Katkı payı tutarının ödenmesi de yönetmeliğe uygun olarak, üretim tesisinin ilk ünitesinin kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere 3 ay içerisinde ve yıllık taksitler halinde yapılıyor.” 


Etiketler


Slider Altına