Dünya düşük karbonlu geleceğe geçiş yapacak
BP enerji Görünümü 2016 raporu açıklandı. Uzun vadeli enerji trendlerini değerlendirerek dünya enerji piyasaları için gelecek 20 yıla yönelik tahminler geliştiren 2016 raporu, BP Grubu Baş Ekonomisti Spencer Dale ve Grup İcra Kurulu Başkanı Bob Dudley tarafından Londra’da açıklandı. Rapora göre, global enerji talebinin 2014 ile 2035 yılları arasında yılda ortalama yüzde 1,4 artış ile toplamda yüzde 34 büyümesi bekleniyor. Genel talepteki bu yükseliş, enerji karışımında meydana gelecek önemli değişiklikleri de içinde barındırıyor; dünya daha düşük karbonlu bir geleceğe geçişini başlatırken, daha düşük karbonlu yakıtlar karbon yoğun yakıtlardan daha hızlı büyüyecek. Raporu açıklayan BP Grup İcra Kurulu Başkanı Bob Dudley, “Petrol ve gaz fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketin görüldüğü bu dönemde, sadece mevcut zorlu koşullara uyum sağlamak değil, aynı zamanda bundan sonra bizi bekleyen zorluklara hazırlanmak da önem taşıyor. Enerji uzun dalga boyuna sahip bir sektör ve içinde faaliyet gösterdiğimiz enerji manzarasının nasıl bir değişim geçireceğine dair uzun vadeli bir perspektife de ihtiyacımız var. Bu yılki Enerji Görünümü raporunun da ortaya koyduğu gibi, dünya daha fazla enerji talep etmeye devam etse de, bu tedariklerin değişen karışımı karbon yoğunluğunu da azaltıyor. Ayrıca, karbon salımlarını sınırlamaya yönelik uluslararası hedeflerin karşılanması için başka politika aksiyonları da gerekli olabilir” açıklamasında bulundu. BP Grubu Baş Ekonomisti Spencer Dale ise, yaptığı değerlendirmede enerji talebinin büyüyeceğini belirtti ve şunları söyledi; “Gelecek 20 yılda, dünya ekonomisindeki genişlemeye ve yükselen aktivite düzeylerine güç vermek için daha fazla enerji gerekmesine paralel olarak enerji talebi de büyümesini sürdürecek gibi görünüyor”.
Dale, Çin ekonomisinde, daha sürdürülebilir bir büyüme modeline geçiş için devam eden reformun, ülkenin enerji talebindeki büyümede de keskin bir düşüşe yol açarak en çok da son 20 yıldır görülenin beşte birinden daha az bir hızla büyüyen global kömürü etkilediğini belirterek, “Dünyada temel bir değişim yaşanıyor ve bunun kanıtlarını da ne tür enerjinin, nasıl tüketildiğinden görebiliyoruz” dedi.
Global enerjideki artışın yarısından fazlası elektrik üretimi için kullanılırken bu artışın çoğu da nüfusun büyük kısmının elektriğe erişiminin kısıtlı olduğu bölgelerde gerçekleşiyor. Elektrik üretimi, tüm yakıtların rekabet içinde olduğu bir sektör olarak, yenilenebilir kaynaklar ve doğalgazın kömür santrallerinin yerini alması ile yakıtın evriminde önemli bir rol oynayacak. Yenilenebilir kaynaklar, elektrik tüketiminde beklenen büyümenin üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Yükselen ekonomilerdeki güçlü büyüme petrol talebini güçlendirirken, dünya üzerindeki taşıt sayısının bugünkünün iki katının üzerine çıkması ile dünyadaki talep artışının yarısından fazlası Çin ve Hindistan’dan gelecek.
Arzdaki artışlar
“BP Enerji Görünümü 2016” raporuna göre, doğalgaz arzı, dünya çapında kaya gazı üretimindeki güçlü artışların etkisi ile sağlam bir büyüme sergiliyor ve bunun yılda yüzde 5,6 artması öngörülüyor. Kaya gazının 2014’te toplam gaz üretimindeki yüzde 10’luk payı 2035’te neredeyse yüzde 25’e yükselecek. Global sıvı yakıt arzı, ağırlıklı olarak OPEC üyesi olmayan ülkelerin arzındaki artış sayesinde 2035 yılına kadar günde 19 milyon varil civarına ulaşacak. OPEC’in, yüzde 40 civarındaki pazar payını korumak için harekete geçmesi bekleniyor.
Karbon salımlarındaki artış, gelecek 20 yılda yarı yarıya düşecek
“BP Enerji Görünümü 2016” raporunun kapsadığı dönemde karbon salımlarının artış hızının önceki 20 yıla göre yarıdan fazla düşerek yılda yüzde 2,1’den yüzde 0,9’a inmesi bekleniyor. Salımların artış hızındaki keskin düşüş, neredeyse eşit ölçüde, enerji verimliliğindeki hızlı iyileşmeleri ve enerjinin karbon yoğunluğunun azaltılmasını yansıtıyor. Dünya, düşük karbon enerjili sisteme geçişi yapmaya başlıyor ve geçen Aralık ayında Paris’te düzenlenen COP21 toplantısı da bu yolculukta atılan ciddi bir adımı temsil ediyordu. Ancak, karbon salımlarının büyümeye devam edeceğinin beklenmesi, yeni politika aksiyonları alınmasına ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Rapor, karbon için anlamlı bir global fiyatın, muhtemelen düşük karbonlu bir dünyaya daha da hızlı geçiş yapılabilmesini sağlayacak en etkin mekanizma olacağını öngörüyor.