COP28: İklim Krizinin Freni Olacak mı? Dağ, Fare Doğuracak mı?
2023 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı veya UNFCCC Tarafları Konferansı, 30 Kasım - 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Dubai Expo City'de 28. kez yapılacak. İlginç olan şu ki BM İklim Değişikliği Zirvesine ev sahipliği yapacak Dubai, diğer tüm firmalardan daha fazla üretimi artırma niyetinde olan bir petrol şirketine sahip. Hatta COP28 olarak bilinen görüşmelere başkanlık edecek kişi de Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi'nin (Adnoc) Genel Müdürü Sultan Al Jaber olacak. Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri'nin insan hakları sicili de mercek altına alınıyor.
Kampanya grubu 350.org, "Bu, kanser tedavileriyle ilgili bir konferansı yönetmek üzere bir sigara şirketinin CEO'sunu atamakla eşdeğerdir" diyor.
BM raporuna göre, bilim adamlarının önerdiği güvenli sınır olan küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde durdurmak yerine, 2100 yılına kadar 3°C'ye ulaşma yolunda ilerliyoruz.
Bu felaket sonuçtan kaçınabilmek için, 2030 yılına kadar 22 milyar ton CO₂'nin (küresel emisyonların %42'si) atmosfere girmesinin önlenmesi gerekiyor. BM Genel Sekreteri António Guterres, bunu başarmak için insanlığın "iklim krizinin zehirli kökü olan fosil yakıtları söküp atması" gerektiğini net olarak söylüyor. Yine bunun için fosil yakıtların desteklenmesine bir an önce son vermek, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkması için gereken adımları atmak gerekiyor. Gelişen teknolojiler düşündüğümüzden daha kısa sürede petrolsüz bir dünyaya kapı açabilir. Ama büyük petrol üreticisi ülkelerin genellikle iklimi ısıtan fosil yakıtların sona ermesi için bir tarih belirlenmesine karşı çıkışı, bu sürecin önündeki en büyük engellerden biri. Uluslararası Enerji Ajansı 2023'ün başlarında tüm fosil yakıtlara (kömür, gaz ve petrol) olan talebin son on yılda zirveye ulaştığını gösteren bir öngörü yayınladı. Ancak Paris Anlaşması'ndan bu yana sekiz yıl geçmesine rağmen, iklim krizini sönümleme konusunda neredeyse hiç ilerleme kaydedilmediğini düşünürsek Dubai'de fosil yakıtlara ilişkin herhangi bir anlaşmanın sağlanmasının zor olacağını söyleyebiliriz. Bir önceki yıl Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen COP27 iklim görüşmelerinde, petrol ve gaz endüstrisi lobicilerinin sayısı, iklim değişikliğine karşı en savunmasız on ülkenin toplam delegelerinin sayısını geçmişti. Pek çok kişi, fosil yakıtlardaki büyümeyi dizginlemenin, hükümetler arasında fikir birliğine dayalı müzakerelerle gerçekleşmeyeceğine inanıyor. Bu görüşteki çevreler, emisyonları yakalayacak teknolojiler olmadan yakılan kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların geleceği hakkında muhtemelen anlaşmazlıklar olacağını düşünüyor. Fosil yakıtları kademeli olarak azaltma kararı, “sonlandırma” anlamına gelmiyor. Avrupa Birliği'nin bu uygulamanın tamamen "aşamalı olarak durdurulması" için baskı yapması bekleniyor.
COP27'de, daha zengin ülkelerin iklim değişikliğinin etkileriyle karşı karşıya olan daha fakir ülkelere ödeme yapması için bir "kayıp ve hasar" fonu üzerinde anlaşmaya varılmıştı. Ancak bunun tam olarak nasıl hayata geçirilebileceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Örneğin ABD, kendi emisyonları için iklim tazminatı ödemeyi reddetmişti.
2009 yılında gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere emisyonlarını azaltmalarına ve iklim değişikliğine hazırlanmalarına yardımcı olmak için 2020 yılına kadar yılda 100 milyar dolar vermeyi taahhüt etmişti. Kaçırılan bu hedefin COP28’de yakalanabilmesi bekleniyor.
Tabi ki dünya liderleri bir araya geldikçe, zirvelerin ulusal önlemlerin ötesine geçen küresel anlaşmalar için potansiyel sunduğunu da hesaba katmak gerekiyor.
YENİ ENERJİ