Rüzgâr Türbinlerinde AB, Çin'e Ne Kadar Bağımlı?

30 Nisan 2023 Dergi:

Atlantic Council'in Küresel Enerji Merkezi'nden Joseph Webster*, Avrupa rüzgâr sektörünün Çin'e olan bağımlılığının değerlendirmesini yaptı. Hiç kimse, acil enerji geçişindeki pozitif işbirliğini bozmak, Pekin ile kötüye giden bir ilişki istemiyor. AB’nin Çin’e bağımlılık düşük görünüyor, çünkü uluslararası türbin ticareti ağırlık-değer oranları, nakliye maliyetleri ve yerel mevzuat gereklilikleri tarafından kısıtlanıyor. Aslında AB, 2021'de net bir türbin ihracatçısıydı. Bileşenler için nadir toprak elementlerine (REE'ler) duyulan ihtiyaç, zafiyet noktasıydı ve tedarik zinciri boyunca Çin bu duruma hakimdi. Avrupa yerli arzını (veya Avustralya gibi müttefiklerinden yaptığı ithalatı) desteklemeli ve yenilik yoluyla talebi azaltmalıdır. REPowerEU kriterlerine ulaşmak için AB'nin 2030 yılına kadar 510 GW'lık bir rüzgâr kapasitesi daha kurması gerekiyor. Mevcut politikalar ve iddialı hedefler, kapasiteyi artırırken maliyetleri ve fiyatları aşağı çekerek sektörün ivmesini korumaya yardımcı oluyor. Ancak Webster, Batılı türbin üreticilerinin kârlılığa ulaşmak için mücadele ettiğini ve hatta bazı fabrikaları kapattığını belirtiyor. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Webster, sonuç olarak, Çin ile işbirliğinin devam etmesi gerektiğini, ancak konuya, özellikle de gerekli hammaddelerin tedarikine dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

Batı ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında Tayvan konusunda artan gerilimle, Avrupa'nın rüzgâr piyasaları ne kadar savunmasız kalıyor? Haberler büyük ölçüde olumlu: Nadir toprak elementleri (RRE'ler) dışında, Avrupa rüzgâr piyasaları Pekin'e aşırı bağımlılıktan zarar görmüyor. Ayrıca Batı, yeni madencilik ve işleme tesislerini güvence altına alarak, RRE arzını artırarak nadir toprak bağımlılığını azaltmak için çalışıyor. Eş zamanlı olarak, teknolojik gelişmeler kritik minerallere olan talebi sınırlayabilir. Avrupa, Çin'in temiz enerjisine güvenmek için Rus gazına olan bağımlılığını değiştirmek konusunda dikkatli olmalı, ancak AB'nin kara ve deniz rüzgâr tedarik zincirleri, önemli nadir toprak elementleri istisnası dışında, sistemik rakiplerden büyük ölçüde izole edilmiş.

Avrupa rüzgârı, Rusya ile yaşanan feci deneyimden öğrenilen dersleri uygulayarak, Çin'in endüstriyel üssünden ve mühendislik uzmanlığından yararlanmaya devam etmeli, aynı zamanda rekabetçi bir pazar sağlamalı. AB, rüzgâr enerjisi tedarik değer zincirinin herhangi bir kısmında tek bir tedarikçinin bile elde tutulmasını sağlarken Pekin ile iklim işbirliği arayışına girerek riskleri sorumlu bir şekilde azaltmaya devam etmelidir.

Nadir toprak elementlerinde Çin, hakim konumda

Nadir toprak elementleri (REE'ler), rüzgâr teknolojisi değer zincirlerinde Çin'e kritik bir AB bağımlılığı oluşturmaktadır. Rüzgâr endüstrisinin NTE'lere olan talebinin 2030 yılına kadar bugünkü seviyelerin iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Spesifik olarak, AB'nin, yaklaşık 36 GW kurulum gerektirecek olan RePower AB kriterlerine ulaşmak için 2030 yılına kadar her yıl toplam 510 Gigawatt (GW) rüzgâr kapasitesi kurması gerekiyor. Sonuç olarak, NYE'ler Avrupa'nın rüzgâr emelleri için, özellikle açık deniz türbinleri için kritik olacaktır. Kalıcı mıknatıslı jeneratörler, rüzgâr türbinleri için giderek daha önemli hale geliyor ve neodim ve disprosyum gibi NTE'ler gerektiriyor.

Bununla birlikte, Çin'in NTE tedarik zincirindeki baskın rolü, Avrupa rüzgâr endüstrisi için riskler oluşturmaktadır. Çin, dünyadaki nadir toprak madenciliğinin yüzde 63'ünü, nadir toprak işlemenin yüzde 85'ini ve nadir toprak mıknatıs üretiminin yüzde 92'sini oluşturuyor. Pekin, siyasi hedeflerine ulaşmak için ekonomik baskı kullanma konusunda uzun bir geçmişe sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda daha önce de maden piyasalarına doğrudan müdahale ederek 2010 yılında Japonya'ya nadir toprak elementlerinin ihracatını engellemişti.

Demokrasiler, yerel arzlarını destekleyerek veya talebi azaltarak Çin'in NTE ihracatına olan bağımlılıklarını azaltabilir. NTE'lerin yukarı akış madenciliğinin yanı sıra aşağı akış işlemenin genişletilmesi, Brüksel ve Washington için son derece hayati önem taşıyor.

Avustralyalı nadir toprak mineral tedarikçisi Arafura ve Avrupalı rüzgâr üreticisi Siemens Gamesa, yeni neodim-praseodim çıkarma kapasitesi için önemli bir alım anlaşması imzaladı.

Rüzgâr türbinleri için NTE arzını artırmanın yanı sıra, demokrasiler talebi azaltmak için işbirliği yapabilir. Bir Cambridge çalışması, tipik olarak meteoritlerde milyonlarca yıl boyunca doğal olarak gelişen bir "kozmik mıknatıs" olan tetrataenit üretiminin NTE'lerin yerini alabileceğine dair ilk bulguları bildirdi. Bununla birlikte, teknolojinin ekonomik ve uygun ölçekte geliştirilip geliştirilemeyeceği henüz görülmedi. ABD Enerji Bakanlığı'ndan yapılan bir başka araştırma, 3D teknolojisiyle, NTE talebini azaltarak kalıcı mıknatısların üretilmesine yardımcı olabileceğini buldu. Araştırma ve geliştirme atılımları, NTE'lere olan talebi azaltmaya ve tek kaynaklı tedarikçi risklerini azaltmaya yardımcı olabilir.

Diğer rüzgâr tedarik zinciri ürünleri

Çin'in rüzgârla ilgili diğer minerallerdeki rolü daha az tehdit edici ama dikkatle izlenmeye değer. Çinko veya bakır, hem karada hem de denizde kullanılan türbinlerde kullanılan kritik minerallerin yüzde 80'inden fazlasını oluşturuyor. Çin, her iki mineralde de en büyük işleme oyuncusudur, ancak geleneksel olarak her iki emtiada da önemli bir ihracatçı olmamıştır. Çin, 2021'de dünyadaki rafine çinkonun yaklaşık yarısını üretti, ancak geleneksel olarak ürettiğinden daha fazla çinko tükettiği için yalnızca 2022'de net çinko ihracatçısı oldu. Çin, 2021'de tüm rafine bakır üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 43'ünü kontrol ediyordu. Bununla birlikte, çinkoda olduğu gibi, Çin'in rafine bakırının çoğu ihraç edilmek yerine kendi iç pazarında tüketiliyor.

Uluslararası türbin ticareti ağırlık-değer oranları, nakliye maliyetleri ve yerel mevzuat gereklilikleri tarafından kısıtlandığından, AB Çin'den önemli miktarlarda bitmiş rüzgâr türbini ithal etmedi. Gerçekten de Avrupa Birliği, 2021'de diğerlerinin yanı sıra İngiltere, ABD ve Tayvan'a ürün göndererek net bir rüzgâr türbini ihracatçısıydı.

Avrupa, 2020'de 22 Gigawatt'ın (GW) üzerinde rüzgâr türbini üretim kapasitesine sahipti, ancak Siemens Gamesa, Vestas, GE ve diğer Batılı rüzgâr türbini üreticileri kârlılığa ulaşmak için mücadele ediyor ve bazı fabrikaları kapatıyor. Bileşen ve türbin tedarikçileri, enerji ve vasıflı işgücü enflasyonunun yanı sıra kilit kalemlerde COVID nedeniyle birikmiş işler nedeniyle kârlılıktaki düşüşlerden kötü etkilendi. Avrupalı OEM'ler, sipariş verme ile teslimat arasındaki gecikme nedeniyle maliyetleri müşterilere yansıtmayı da zor buluyor.

Yine de, büyük rüzgâr türbinleri ihraç etmenin ekonomisi göz önüne alındığında, Çinli üreticilerin Avrupa'ya ne kadar ihracat yapabileceğinin sınırları var. ABD ve AB'deki iklim politikası kesinliği ve COVID sonrası tedarik zinciri istikrarından kaynaklanan düşük maliyetler nedeniyle Batı rüzgâr imalat endüstrisinde de bir iyimserlik havası var. Ekonomiyi iyileştirmenin yanı sıra, rüzgâr üreticileri AB rüzgâr türbini fabrikalarının 2030 yılına kadar bloğun yıllık kurulumlarının yüzde 85'ini üretmesi için çağrılar arttıkça siyasi destek alıyor.

Bu teknik, ekonomik ve politik faktörler göz önüne alındığında, Çinli rüzgâr imalat firmalarının kendi iç pazarlarında Avrupalı rüzgâr türbini üreticilerini alt etme riski düşük görünüyor. Brüksel'in Pekin'e yönelik artan siyasi şüpheleri göz önüne alındığında, Çinli firmaların Avrupa üretim hatlarına yatırım yapma şansı da çok az görünüyor.

Rüzgâr pazarlarındaki güvenlik açığını azaltıp, iş birliğini geliştirmek gerekiyor

Çin şüphesiz herhangi bir iklim tartışmasında kritik bir oyuncudur. Çin inkar edilemez bir şekilde yenilenebilir bir enerji süper gücüdür. Çin, diğer tüm ülkelerden daha fazla yenilenebilir elektrik üretiyor ve başka herhangi bir yerden daha fazla rüzgâr ve güneş kapasitesi kurdu. Aynı zamanda, tüm küresel kömür tüketiminin yarısından fazlasını oluşturduğu ve tüm fosil CO2 emisyonlarının yaklaşık üçte birinden sorumlu olduğu için dünyanın en büyük ikinci ekonomisi aynı zamanda çevreyi en çok kirleten ekonomidir.

Avrupa ve diğer Batılı ülkeler, emisyonları azaltmak için Pekin ile birlikte çalışmaya devam etmeli. İklim değişikliği küresel bir sorundur ve karbon emisyonlarının kaynağı konusu da belirsizdir. Yine de Batı, rüzgâr da dahil olmak üzere tedarik zincirlerinin risklerini de azaltmalı. Tedarik zincirlerinin risklerini azaltmak, iklim hedeflerine zarar vermeyecektir.

Avrupa, özellikle nadir toprak elementlerinin madenciliği ve işlenmesinde, rüzgâr enerjisi tedarik zincirlerinin risklerini azaltmak için yakın müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam etmeli. Avrupa rüzgâr enerjisi tedarik zincirleri büyük ölçüde iyi durumda olsa da, tek tedarikçi risklerini azaltmak için yapılacak daha çok iş var.

*Joseph Webster, Atlantik Konseyi'nin Küresel Enerji Merkezi'nde Kıdemli Araştırmacıdır ve Çin-Rusya Raporu'nun editörlüğünü yapmaktadır. Bu makale kendi kişisel görüşünü temsil etmektedir.


Etiketler