Header Reklam
Header Reklam

"Bağımsız bir enerjiye ihtiyacımız var”      

08 Şubat 2016 Dergi: Ocak-Şubat 2016

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgâr enerjisinde mevcut durumu ve 2016 öngörülerini kamuoyuyla paylaştı. Özellikle son dönemde Rusya ile yaşanan krizin bağımsız bir enerjiye olan ihtiyacı tekrar ortaya çıkardığını söyleyen Ataseven, “Yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönelmek zorundayız” dedi.

Rüzgâr enerjisinde 2015 yılının bir değerlendirmesini yapan Ataseven,2015 yılı için rüzgâr tahminlerimizi yaparken toplam kurulu gücümüzün 5 bin MW düzeyinde olabileceğini söylemiştik. Henüz sene sonu rakamları netleşmese de, 2015 yılını birçok olumsuzluğa rağmen öngördüğümüz 5 bin MW’a yakın bir şekilde tamamlamış olacağız. Aslında bu rakam daha yüksek olabilirdi ama sektörün bazı sorunlarının çözülememesi, Ortadoğu’da yaşananlar derken yatırımcılar temkinli ilerlemeyi seçti. 2015’e baktığımızda inşa hâlinde olan santrallerin (61 proje) bir önceki yıla göre daha fazla olduğunu (bin 936 MW) görüyoruz. Bu da önümüzdeki yıl 1000 MW’ın üzerinde bir kurulu gücün hayata geçebileceğini gösteriyor. Yani 2016 yılı sonunda rüzgâr kurulu gücümüzün 6 bin MW civarında olacağını öngörüyoruz.

Geçmiş yıllara oranla mevzuatlar oturdu. Sektör paydaşları tecrübe kazandı. Sektör sorunları azaldı ama aşılması gereken bazı noktalar var. Bize göre sektörde ilerleyişimizi kesen üç temel noktamız var. Bunlardan bir tanesi Orman Bakanlığı’nca rüzgâra kapatılan bölgeler nedeniyle yatırıma dönüşemeyen bin 33 MW’lık projeler. İkinci nokta; yasaya uygun olarak yapılan acele kamulaştırmalar karşısında, Danıştay’dan gelen yürütmeyi durdurma kararları. Bunlar projelerin uzamasına neden oluyor. Diğer yandan yabancı yatırımcıların ülkemize bakışını olumsuz etkiliyor. Sektöre temkinli yaklaşan yatırımcı yavaş hareket ediyor. Üçüncü konu da radarla ilgili. Bazı rüzgâr projelerinin Teknik Etkileşim Analizi (TEA) ile ilgili süreçleri uzuyor ve projeler bekliyor. Radarla olan etkileşimlerin uluslararası düzeyde kabul görecek şekilde değerlendirilmesini talep ediyoruz. Özellikle orman ve TEA’da proje bazlı inceleme yapılırsa sektör için daha yararlı olacağı görüşündeyiz” dedi.

“2016’da daha fazla kurulu güce ulaşabiliriz”

2016 öngörülerini de paylaşan Ataseven, “2015 yılında sektöre bir dinamizm geldi. 7,5 yıl aradan sonra Nisan ayında alınan 3 bin MW’lık başvurular önemli. 2016 yılı için de 2 bin MW’lık kapasite açıklandı. Türkiye rüzgâr sektörüne 11 bin MW’lık proje stoğunun ardından 5 bin MW’lık yeni bir stok girdi. Bu çok önemli bir dönüm noktası. Artık Türkiye’de sürdürülebilir bir rüzgâr enerjisi sektörünün oluştuğunun göstergesidir. Kısa sürede hayata geçeceğini ümit ediyoruz. Bunun yanında artık ülkemizde rüzgâr sanayisinden de bahsetmeye başladık. Kanat ve kulede sıkıntımız yoktu. Jeneratörü, nasel denilen kabin kısmını da üretmek isteyen türbin üreticileri olduğunu biliyoruz. Ortadoğu’daki siyasi ve ekonomik sorunlar çözüldüğünde, gelişen pazarlar olarak o bölgelerde de yatırım yapmak cazip olacaktır. Sanayi üssü için Türkiye çok uygun bir ülke. Türk işçisinden daha fazla verim alıyorlar. Lokasyonumuz iyi. Maliyetler düşük. Rüzgâr endüstrisi yatırımcıları oluşmaya başladı. Yurtdışından sertifikasyonu olan rüzgâr sanayicisi ile işbirlikleri kurulsun istiyoruz. Aynı otomotiv sektöründe olduğu gibi, rüzgâr sektöründe de üretim üssü haline gelmek hiç zor değil” dedi. 



Slider Altına